Nuh (AS) ulul azam peygamberlerdendir. Diğer
ulul azam peygamberler ise Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz Muhammet
(SAV)’dir. Sünnetli olarak doğmuştur.
Hz Adem ile Hz Nuh arasında 1000 yıl olduğu
söylenir. Hz. Nuh 950 yıl kavmi arasında kaldı, mücadele etti. En uzun yaşayan
peygamber hatta insan olduğu söylenir. (1280, 1460 gibi rakamlar belirtilir.) Ayrıca
peygamberler içinde en çetin mücadele veren, en çok sıkıntı çeken peygamber
olduğu söylenir.
Şeceresi Nuh b. Lamek b. Müteveşlih b. İdris b.
Yered b. Mehlayil b. Kaynan b. Enuş b. Şit b. Adem
Hz Adem’den Nuh (AS) dönemine kadar toplumda
yozlaşma, şirke bulaşma, puta tapma yoktu. Hz. Nuh döneminde yozlaşma, putçuluk
ortaya çıkmaya başladı.
Muhammed b. Ka'b dedi ki: Âdem (a.s)'ın beş oğlu vardı: Ved, Suvâ', Yeğûs,
Ye'ûk ve Nesr. Bunlar çokça ibadet eden kimseler idi, Onlardan birisi öldü ve
ona çokça üzüldüler. Şeytan: Ben size onun gibi bir suret yapacağım. Ona
baktığınız takdirde onu hatırlayacaksınız, dedi. Onlar da: Yap dediler. O da
onlardan ölen o kişinin suretini mescid içinde bakır ve kurşundan yaptı. Sonra
bir diğeri öldü, onun da suretini yaptı. Nihayet hepsi öldü, hepsinin
suretlerini yaptı. Nihayet bir süre sonra yüce Allah'a ibadeti terkettiler.
Şeytan onlara: Size ne oluyor da hiçbir şeye ibadet etmiyorsunuz, dedi. Onlar:
Neye ibadet edelim deyince, o da kendilerine: Hem sizin, hem de atalarınızın
ilâhlarına. Hiç namaz kıldığınız yeri görmüyor musunuz! Bunun üzerine onlara
Allah'tan başka ilâhlar olarak bunlara ibadet ettiler. Nihayet Allah Nuh
(a.s)'ı peygamber gönderince bu sefer; "Tanrılarınızı sakın bırakmayın.
Sakın Ved, Suvâ'ı... terketmeyin" dediler.
Hz Nuh Kavmiyle sürekli mücadele etti, onları
imana çağırdı ama kavmi sürekli reddediyordu. Gelen sonraki nesil bir öncekinden
daha fena çıkıyordu. En sonunda kavmi onu öldürmeye kalkınca Hz. Nuh iman
edenlerin kurtarılmasını küfür ehlinin ise yeryüzünden silinmesini Allah’tan
niyaz etti. Allah da onun bu yakarışını kabul edip ona bir gemi yapmasını
söyledi.
Hz Nuh gemiyi Dımaşk’ta yapmaya başladı.
Kerestesini Lübnan dağlarından kesti. Gemiyi 2, 30, 40 yılda yaptığı söylenir.
Gemi 3 katlı ve 3 salonlu olup uzunluğu 80
zira genişliği 50 zira yüksekliği 30 zira olduğu söylenir. (1 zira 1 kulaç)
Gemide inananlar olup Hz Nuh, eşi üç oğlu ( Sam, Ham, Yafes) üç gelini vardı. Gemide
inananların 6, 40, 78, 80 kişi olduğu söylenir. Sayı kesin değildir. Sular
fışkırmaya başlayınca her canlıdan birer çift gemiye binmeye başladılar. Bir
kaynakta gemiye en son binen hayvanın eşek olduğu ve şeytanın da eşeğin
kuyruğunda gemiye bindiği yazılıdır.
Hz Nuh’un diğer hanımı Vaile ve ondan olan
oğlu Kenan iman etmedikleri için gemiye alınmadılar. Zaten onlar da binmek
istemediler.
Allah Nuh (A.S.)a on sahife indirdi. Hz.
Nuh'un, Hz. Adem'in cesedini gemiye aldığını söylerler, zira bu Hz. Adem'in
vasiyeti idi.
İbn Abbas (r.a)'ın görüşüne göre, Nûh (a.s)
bin yedi yüz seksen sene yaşamıştır ve öldüğünde de Mescid-i Haram'a yakın bir
yere defnedilmiştir
Nuh tufanından 40 yıl evvel Allah hiçbir insana
evlat nasip etmedi. Yani tufanda hiçbir çocuk ölmedi. Nuh Tufanının 40 gün 40
gece sürdüğü söylenir. Geminin 5 ay su üzerinde yüzdüğü belirtilir. Gemi
suların çekilmesinden sonra Âşurâ günü Mardin’deki Cudi Dağında, Musul’da bir
dağa oturduğu söylenir. Musul’da bu geminin oturduğu yerde Seksenler Kasabası "Karyetu's-Semaîn" vardır.
Hz. Nuh insanlığın 2.babasıdır. İnsanoğlu onun
oğullarından türemiştir.
Sam beyaz tenli olup ondan Arap, Fars, Rum,
Yahudi ve Hristiyanlar türedi.
Ham siyah tenli olup ondan Kıpti, Sudan,
Berberiler türedi.
Yafes sarı ve kırmızı tenli olup ondan
Türkler, Yecüc Mecücler, İskitler, Slavlar türedi.
Nuh Tufanı genel mi bölgesel midir? Bize göre
geneldir. Çünkü Nuh (AS) Allah’a dua ederken “Yeryüzünde iman etmeyen kimseyi
bırakma” diye dua etmiş ve duası da kabul olunmuştur.
Konu ile ilgili ayetler:
Ali İmran 33-34
33-34. Allah,
birbirinden gelme nesiller olarak Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmrân
ailesini seçip âlemlere (bütün yaratılmışlara) üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir.
Nisa
163
163. Biz Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere
vahyettiğimiz gibi sana da variyettik. Ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a,
Ya'kub'a, torunlara, İsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Harun'a ve Süleyman'a
variyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
Enam
84
84.
Biz ona İshak ve Ya'kub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha
önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyûb'u, Yûsuf’u, Musa'yı
ve Harun'u doğru yola iletmiştik. Biz, iyi davrananları böyle
mükâfatlandırırız.
Araf 59-64
59. Andolsun ki
Nuh'u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk
edin; sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üzerinize gelecek büyük
bir günün azabından korkuyorum."
60. Kavminden
ileri gelenler, "Biz seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde
görüyoruz!" dediler.
61. Nuh şöyle
cevap verdi: "Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yoktur; fakat ben
âlemlerin rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim.
62. Size rabbimin
vahyetiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi
Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum,
63. Sakınıp da
rahmete nail olmanız ümidiyle, içinizden sizleri uyaracak bir adam vasıtasıyla
size bir zikir (kitap) gelmesine şaşırdınız mı?"
64. Onu
yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık;
âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Tevbe
70
70.
Onlara kendilerinden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd toplumlarının, İbrahim'in
kavminin, Medyen halkının ve yıkılıp giden beldeler ahalisinin haberleri
gelmemiş miydi? Onlara peygamberleri apaçık delillerle geldiler. Demek ki Allah
onlara zulmetmiş değildi, asıl onlar kendilerine zulmetmişlerdi.
Yunus
71-74
71.
Onlara Nuh'un kıssasını da oku! O, kavmine şöyle demişti: "Ey Kavmim!
Eğer benim aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini bildirmem zorunuza
gidiyorsa, bilin ki ben yalnız Allah'a dayanıp güveniyorum; siz de ortaklarınızı
toplayıp ne yapacağınızı kararlaştırınız, yapacağınız iş içinizde niyet olarak
kalmasın ve bana mühlet de vermeden yapacağınızı yapınız,
72.
Şayet yüz çevirirseniz, zaten benim sizden bir karşılık beklediğim yok; benim
mükâfatımı ancak Allah verir. Bana teslimiyet içinde olmam emredildi."
73.
Yine de onu yalancılıkla itham ettiler. Biz de onu ve gemide kendisiyle beraber
olanları kurtardık, âyetlerimizi yalan sayanları ise suda boğduk; bunları
onların yerine geçirdik. İşte gör, o uyarılanların sonu nice oldu!
74.
Onun ardından da birçok peygamberi kendi topluluklarına gönderdik; onlara açık
kanıtlar getirdiler; fakat onlar daha önce yalan saydıklarına bir türlü inanmak
istemediler. Sınırı aşanların kalplerini işte biz böyle mühürleriz
Hud 25-49, 89
25. Gerçek şu ki
biz, Nuh'u kavmine elçi olarak gönderdik: "Ben sizin için açık bir uyarıcıyım.
26. Allah'tan
başkasına tapmayınız! Çünkü ben, başınıza gelecek can yakıcı bir günün
azabından korkuyorum" dedi
27. Kavminin
ileri gelen inkarcıları, "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz.
Sana sığ görüşlü ayak takımımızdan başkasının uyduğunu da görmüyoruz. Sizin
bize karşı bir üstünlüğünüzü de kabul etmiyoruz, bilâkis sizin yalancı
olduğunuz kanaatini taşıyoruz" dediler.
28. Nuh şöyle
dedi: "Ey Kavmim! Bir de şöyle düşününüz: Ya benîm, rabbim tarafından
(verilmiş) açık bir delilim varsa ve O kendi katından bana rahmet vermiş de siz
bunu anla-mamışsanız! Siz istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayacak mıyız?
29. Ey Kavmim!
Buna karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim ücretim ancak Allah'a
aittir. (Siz istiyorsunuz diye) ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar
rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, hakikat bilgisinden yoksun
kalabalık olarak görüyorum.
30. Ey Kavmim!
Onları kovarsam, beni Allah'a karşı kim koruyabilir? Düşünmüyor musunuz?
31. Size, 'Allah'ın
hazineleri benim yanımdadır' demiyorum, gaybı da bilmem, melek olduğumu da
söylemiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, 'Allah onlara hiçbir hayır
vermeyecektir' diyemem. Onların içlerinde olanı Allaha daha iyi bilir. Onları
kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurun!"
32. Dediler ki:
"Ey Nûh! Gerçekten bizimle tartıştın ve bize karşı çok mücadele ettin.
Eğer doğrulardan isen, kendisiyle bizi tehdit ettiğin azabı başımıza
getir!"
33. Nûh dedi ki:
"Onu size ancak dilerse Allah getirir. Siz (O'nu) âciz bırakamazsınız.
34. Eğer Allah
sizi azgınlık içinde bırakmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de,
öğüdüm size fayda vermez. O sizin rabbinizdir; ve O'na döndürüleceksiniz.''
35. Yoksa,
"Bunu o uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurduysam
sorumluluğu bana aittir. Fakat benim sizin işlediğiniz günahla İlişkim
yoktur."
36. Nuh'a
vahyolundu ki: "Kavminden iman etmiş olanlardan başka kimse iman
etmeyecek. Sakın onların yaptıklarına üzülme!
37. Bizim gözetimimiz
altında ve öğrettiğimiz şekilde gemiyi yap, haktan sapanlar için bana başvuruda
bulunma! Onlar boğulacaklar!"
38. Nûh gemiyi
yaparken, kavminin ileri gelenleri yanına uğradıkça onunla alay ediyorlardı.
Dedi ki: "Eğer bizimle alay ediyorsanız, bilin ki siz nasıl alay
ediyorsanız biz de ileride sizinle öyle alay edeceğiz!
39. Rezil edecek
bir cezaya kimin çarptırılacağını, sürekli azabın kimin başına geleceğini
yakında göreceksiniz!"
40. Nihayet emrimiz
geldi ve sular coşup yükseldi. Nuh'a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her
birinden iki eş ile -daha önce haklarında hüküm verilmiş olanlar dışında- aileni
ve iman edenleri gemiye bindir!" Zaten onunla birlikte pek azı iman etmişti.
41. Nûh,
"Haydi gemiye binin! Yüzerken de dururken de Allah'ın adını anın.
Şüphesiz ki rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" dedi.
42, Derken gemi
onları, dağlar gibi dalgalar arasında götürmeye başladı. Nûh, uzak duran
oğluna, "Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin, kâfirlerle
beraber olma!" diye seslendi.
43. Oğlu,
"Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım" diye cevap verdi. Nûh
dedi ki: "Bugün Allah'ın hükmettiği cezadan ancak rabbimin esirgedikleri
kurtulacaktır." Derken aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan
oldu.
44. (Sonra)
"Ey toprak suyunu yut! Ey gök (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi;
hüküm yerini buldu; gemi Cûdî'nin üzerine oturdu; "Zalimlerin topunun canı
cehenneme!" denildi.
45. Nûh rabbine
şöyle seslendi: "Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin
elbette haktır. Sen hâkimlerin en âdilisin."
46. Allah buyurdu
ki: "Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü o kötü bir iş yapmıştır.
Sakın hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden
olmayasın diye sana öğüt veriyorum."
47. Nûh dedi ki:
"Ey Rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi
istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen,
kaybedenlerden olurum!"
48. Denildi ki:
"Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olan gruplar üzerine bizden selâm ve
bereketler ihsanı ile in gemiden! Önce bir süre faydalandıracağımız, sonra
tarafımızdan bir azapla cezalandırılacak topluluklar da olacaktır.
49. İşte bunlar
sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun
ne de kavmin! Sabret, çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır.
89. Ey Kavmim!
Sakın bana karşı düşmanlığınız sizi, Nûh kavminin veya Hûd kavminin yahut Salih
kavminin başlarına gelenlerin benzeri bir musibetin başınıza gelmesine sebep
olacak günaha sizi sürüklemesin! Lût kavmi zaten sizden uzak değildir.
İbrahim
9-18
9. Sizden öncekiler, Nûh kavimi, Âd ve
Semûd hakkındaki bilgiler size ulaşmadı mı? Onlardan sonra gelenleri ise Ancak
Allah bilir. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de ellerini ağızlarına
götürüp, "Biz size gönderilene inanmıyoruz, bizi kendisine çağırdığınız
şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz" dediler.
10. Peygamberleri, "Gökleri ve yeri
yaratan Allah hakkında bir şüphe mi var? O, günahlarınızı bağışlamak için size
bir çağrıda bulunuyor ve size belli vakte kadar da süre veriyor" dediler.
Onlar, ''Siz de bizim gibi sadece insansınız; bizi atalarımızın tapmış olduğu
tanrılardan uzaklaştırmak istiyorsunuz. O halde bize, açık bir delil
getirin!" diye cevap verdiler.
11. Peygamberleri onlara şöyle dediler:
"Doğrusu biz de sizin gibi sadece insanız; fakat Allah kullarından
dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmadan bizim size bir delil
getirmemiz mümkün değildir. Müminler ancak Allah'a dayansınlar.
12. Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu
halde ne diye biz, Allah'a dayanıp güvenmeyelim? Sizin bize verdiğiniz eziyete
elbette göğüs gereceğiz." Tevekkül edenler yalnız Allah'a dayanıp
güvensinler.
13-14. İnkarcılar peygamberlerine,
"Andolsun ya dinimize dönersiniz ya da sizi kesinlikle yurdumuzdan
çıkarırız!" dediler. Bunun üzerine rableri onlara, "O zalimleri
elbette helâk edeceğiz ve onlardan sonra sizi mutlaka o yurda yerleştireceğiz!
Bu lütuf, huzuruma çıkmanın kaygısını taşıyan ve tehdidimden çekinenler
içindir" diye vahyetti.
15. Peygamberler yardım isteyip bunu elde
ettiler. Bütün inatçı zorbalar da hüsrana uğradı.
16. Ardından da cehennem gelecek, orada
zorbaya irinli su içirilecektir!
17. Onu yutmaya çalışacak, fakat
boğazından geçiremeyecektir, ona her taraftan ölüm gelecek, ama ölmeyecektir;
ardından da şiddetli bir azap vardır.
18. Rablerini inkâr edenlerin durumu
şöyledir: Yapıp ettikleri kül yığınına benzer; fırtınalı bir günde rüzgâr onu
savurur. Kazandıkları hiçbir şeye yaramaz. İşte bu (sonucu gerektiren
davranış) derin sapıklıktır.
İsra
3, 17
3.
Ey Nûh ile birlikte taşıdıklarımızın soyundan gelenler! Bilesiniz ki Nûh çok
şükreden bir kul idi.
17.
Nuh'tan sonraki nesillerden nicelerini helak ettik. Kullarının günahlarını
bilip görmede rabbim yeterlidir.
Meryem 58
58. İşte bunlar, Allah'ın
kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler; Âdem'in soyundan, Nûh ile
birlikte (gemide)
taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in (Ya'kub) soyundan,
doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, Rahmân'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar.
Hac 42
Ve eğer
seni yalanlarlarsa -üzülme- muhakkak ki, onlardan evvel Nuh, Ad ve Semud kavmi
de -Peygamberlerini- yalanlamışlardı.
Enbiya
76-77
76. Nuh'u da hatırla; daha Önce o dua etmişti, biz de
duasını kabul edip kendisini ve yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
77. Onu, âyetlerimizi inkâr eden kavimden korumuştuk. Gerçekten onlar, kötü
insanlardı; bu yüzden hepsini suda boğduk.
Müminun 23-31
23. Andolsun ki
Nuh'u da kavmine gönderdik; "Ey kavmim" dedi, "Allah'a kulluk
edin; sizin O'ndan başka bir tanrınız yoktur. İsyan etmekten sakınmıyor
musunuz?"
24. Kavminin
inkâra sapmış ileri gelenleri dediler ki; "Bu adam, içinizde üstün olmak
isteyen, sadece sizin gibi sıradan bir insandır. Eğer Allah (elçi göndermek)
isteseydi herhalde bir melek gönderirdi. Biz geçmiş atalarımızdan böyle bir şey
duymadık.
25. Bu adam olsa
olsa cin çarpmış biridir; bir süre onu gözetim altında tutun."
26-27. Nûh,
"Rabbim! Bunların beni yalancılıkla suçlamalarına karşı bana yardım
et!" dedi. Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: "Bizim gözetimimiz
altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Buyruğumuz geldiğinde sular coşup
yükselmeye başlayınca her cinsten birer çift hayvan ile kendileri aleyhinde
hüküm kesinleşmiş olanların dışındaki aileni gemiye al; ama o haksızlık yapmış
olanlar konusunda sakın bana bir şey söyleme! Onlar kesinlikle boğulacaklar!
28.
Yanındakilerle birlikte sen de gemiye yerleştiğinde, 'Bizi bu zalimler
topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun!' de.
29. Ve yine
'Rabbim! Beni bereketli bir yere indir; en uygun şekilde indirip yerleştiren
sensin.' de."
30. Kuşkusuz bu
anlatılanlarda ibretler vardır; muhakkak ki biz bunlarla insanları deneriz.
31. Sonra onların
ardından başka bir nesil meydana getirdik
Furkan
37
37, Peygamberleri yalancı saymaları üzerine Nuh
kavmini de sulara gömdük ve böylece onları insanlık için bir ibret yaptık. Biz,
zalimler için çok acı bir azap hazırladık.
Şuara
105-122
105.
Nûh kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladılar.
106.
Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: "İnkârdan sakınmayacak mısınız?
107,
Bakınız ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
108.
Artık Allah'a karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat ediniz.
109.
Bunun için sizden bir karşılık beklemiyorum. Benim ecrimi vermek yalnız
âlemlerin Rabbine aittir.
110.
Artık Allah'a isyandan sakınınız ve bana itaat ediniz."
111.
Şöyle cevap verdiler; "Seni toplumun en aşağı kesiminin izlediğini göre
göre sana îman eder miyiz!"
112.
Nûh dedi ki: "Onların vaktiyle ne yaptıklarını bilmem.
113.
Onların hesabı ancak rabbime aittir. Düşünseydiniz bunu anlardınız!
114.
Ben iman etmiş kimseleri kovacak değilim.
115.
Ben sadece gerçekleri apaçık ortaya koyan bir uyarıcıyım."
116.
"Ey Nûh, dediler, bu işten vazgeçmezsen, kesinlikle sen de
taşlanacaksın!"
117.
Nûh, "Rabbim, dedi, kavmim beni yalancılıkla suçluyor.
118.
Artık benimle onların arasındakî durumu sen hükmünle açıklığa kavuştur, beni ve
beraberimdeki müminleri kurtar!"
119.
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o her şeyle dopdolu geminin içinde
kurtardık.
120.
Sonra geri kalanları da sulara gömdük.
121.
Doğrusu anlayanlar için bu kıssada büyük bir ders vardır; ama çokları iman
etmezler.
122.
Şüphesiz rabbin, işte O, mutlak güçlüdür, engin merhamet sahibidir.
Ankebut 14-15
14. Vaktiyle biz Nuh'u kendi kavmine resul olarak göndermiştik. Nûh, bin
yıldan elli yıl daha az bir süreyle onların arasında kaldı. Sonunda zulümlerini
sürdürürlerken onları tufan yakaladı.
15. Fakat biz Nuh'u re gemidekileri kurtardık ve bunu bütün insanlık için
bir ibret yaptık.
Ahzab 7
7.
Hani bütün peygamberlerden; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan, Meryem oğlu
İsa'dan sadakat sözü almıştık, onlardan ağır sorumluluk taşıyan bir söz almıştık
Saffat
75-82
75. Vaktiyle Nuh bize yakarmıştı; biz de ne güzel
karşılık vermiştik!
76. Nitekim kendisini ve ailesini o büyük felaketten
kurtardık.
77. Ve yalnız onun soyunu kalıcı kıldık.
78-79. Onun hakkında, ''Bütün âlemlerde Nuh'a selâm
olsun!" ifadesini sonradan gelen kuşaklar arasında devam ettirdik.
80. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz.
81. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.
82. Sonunda ötekileri sulara gömdük
Sad 12-14
12-13. Bunlardan önce Nûh kavmi, Ad kavmi, güç ve itibar sahibi Firavun,
Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da gerçeği yalanlamışlardı. Onlar, (İnkârda) birleşmiş topluluklardı.
14. Hepsi de elçileri yalancılıkla suçladılar, bu yüzden de kendilerini
cezalandırmam hak oldu
Mümin 5, 30-31
5. Onlardan önce Nuh'un kavmiyle bunların ardından
gelen çeşitli topluluklar da ilâhî gerçeği yalanlamış, her topluluk kendi
peygamberlerini yakalayıp etkisiz hale getirmeye kalkışmış, asılsız iddialarla
gerçeği ortadan kaldırmak için mücadele vermişlerdi; sonunda onların yakalarına
yapıştım. Nasılmış benim cezalandırmam gördüler!
30.
İnanan kişi de şöyle dedi: "Ey kavmim! Doğrusu vaktiyle (peygamberlerine
karşı) gruplar oluşturmuş eski toplulukların yaşadıkları felaketlerin
benzerinin sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum:
31. Nûh
kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonrakilerin duruma gibi. Allah asla kulları
için zulmü istemez.
Şura
13
13. O, Nuh'a buyurduklarını, sana vahyettiklerimizi,
İbrahim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya buyurduklarımızı size din kıldı ki o dini ayakta
tutasınız, o konuda tefrikaya düşmeyesiniz. Kendilerini davet ettiğin bu din
müşriklere ağır geldi, Allah (dini tebliğ için) dilediğini
seçer ve kendisine yöneleni doğruya iletir.
Kaf 12-14
12. Bunlardan
önce Nuh kavmi, Ress ve Semûd halkı,
13. Âd, Firavun
ve Lût'un kardeşleri,
14. Eykeliler ve
Tübba' kavmi de yalanlamışlar, hepsi peygamberleri yalancılıkla suçlamıştı;
sonunda onları uyardığım şey başlarına geldi.
Zariyat
46
46. Bunlardan önce yaşayan Nuh'un kavminde de (ibretler
var). Çünkü onlar yoldan çıkmış bir topluluk idi.
Necm
52
52
Ve onlardan önce Nuh kavmini de, şüphesiz onlar bunlardan daha zalim yani
yaratılış gayelerine daha aykırı yaşayan ve daha azgın idiler.
Kamer 9-16
9. Bunlardan önce Nuh'un kavmi de (peygamberlerini)
yalancılıkla itham etmişti. O kulumuzu yalancı saydılar,
"Delinin biri!" dediler ve o görevinden alıkondu.
10. Bunun üzerine "Artık yenik düştüm;
yardımını esirgeme!" diye rabbine yalvardı.
11. Derken, göğün kapılarını bardaktan
boşanırcasına inen bir yağmura açtık.
12. Yerden de sular fışkırttık; böylece azgın sular
önceden belirlenmiş bir iş için birleşti.
13. Onu ise tahtalar ve mıhlarla yapılmış gemide
taşıdık.
14. Gözetim ve korumamız altında akıp gidiyordu,
kendisine inanılmamış olan o kulumuza bir mükâfat olmak üzere.
15. Andolsun, bunu bir
ibret levhası olarak bıraktık; ibret alacak yok mu!
16. Azabım ve uyanlarım nasılmış görün!
Hadid
26
26. Andolsun Nuh'u ve İbrahim'i
elçi olarak gönderdik, onların soyundan gelenlere de
peygamberlik ve kitap verdik. Onlardan doğru yolu bulanlar olduğu gibi birçoğu
da yoldan çıkmış kimselerdir.
Tahrim
10
10. Allah, inkâr edenlere
Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal vermektedir:
Onlar kullarımızdan iki erdemli kişinin nikâhı altındaydılar ama kocalarına hıyanet ettiler. Dolayısıyla
kocalarının da Allah'tan gelen cezaya karşı
onlara bir faydası dokunamadı ve "Haydi, diğer girenlerle birlikte girin bakalım ateşe!" dendi.
Hakka 11-12
11. Sular coştuğu vakit sizi gemide kuşkusuz biz taşıdık;
12. Bunu sizin için ibretli bir anı olsun ve kulaklardan hiç çıkmasın
diye yaptık.
Nuh 1-28
1. Biz Nuh'u, "Kendilerine can yakıcı bir azap gelmeden önce halkını
uyar" diyerek toplumuna gönderdik.
2. Şöyle dedi: "Ey kavmim! Şüphesiz ben size gönderilmiş apaçık bir
uyarıcıyım.
3. Allah'a kulluk ediniz; O'na karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat
ediniz;
4- Ki Allah bir kısmı günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirli bir vadeye
kadar ertelesin. Şüphesiz Allah'ın belirlediği vade geldiğinde artık ertelenmez.
Keşke bilseydiniz!
5, Nûh, "Rabbim, dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz hakka çağırdım;
6. Fakat benim yaptığım çağrı onları daha da uzaklaştırdı.
7, Kendilerini bağışlaman için ben onları ne zaman çağırdıysam, parmaklarını
kulaklarına tıkadılar; elbiselerini başlarına bürüdüler, ayak dirediler,
kibirlendikçe kibirlendiler.
8. Yine de ben onları açıkça çağırmaya devam ettim.
9. Onlara açık da söyledim, yerine göre gizli de söyledim.
10. Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanmanızı dileyin; O, çok
bağışlayıcıdır.
11. (Dileyin ki) üzerinize gökten bot bol yağmur indirsin.
12. Mallar ve oğullar vererek sizi desteklesin, size bahçeler versin ve
sizin için ırmaklar akıtsın.
13. Ne oluyor size de Allah'ın büyüklüğünü hesaba katmıyorsunuz!
14. Oysa O sizi türlü evrelerden geçirerek yaratmıştır.
15. Görmüyor musunuz Allah yedi göğü birbiriyle nasıl uyumlu yaratmıştır!
16. Onların içinde ayı bir ışık, güneşi ışık kaynağı yapmıştır.
17. Allah sizi yerden bitirip yetiştirmiştir.
18. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve yeniden çıkaracaktır.
19-20. Allah yeryüzünü sizin için sergi gibi döşemiştir ki onda geniş
yollar edinip dolaşabile-siniz."
21. Nûh, "Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu
kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular.
22. Onlar çok büyük tuzaklar kurdular.
23. Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan,
Yeğus'tan, Yeuk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!'
24. Gerçekten de birçoklarını saptırdılar; (Rabbim!) Sen de artık bu
zalimlerin şaşkınlıklarını arttır!"
25. Günahları yüzünden tufanda boğuldular, ardından ateşe atıldılar,
kendilerini Allah'a karşı koruyacak yardımcılar da bulamadılar.
26. Nûh "Rabbim, dedi, yeryüzünde inkarcılardan hiç kimseyi bırakma!
27. Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; ahlâksız nankör
nesillerden başkasını da yetiştirmezler.
28. Rabbim! Beni, ana babamı, inanmış olarak evime girenleri, mümin
erkekleri ve mümin kadınları bağışla, zalimleri ise dâima helak et."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder