18 Ocak 2017 Çarşamba

HZ HARUN

Kuran’da anlatılanlara göre Hz. Harun, Hz. Musa’nın kardeşidir. Ona yardımcı olmak için Allah tarafından atanmıştır. İsrailoğullarına peygamber olarak gönderilmiştir.

Hz. Harun, Hz. Musa’nın özbeöz kardeşidir. Aynı zamanda onun yardımcısıdır. Herkesle sakin konuşan, sinirlenmeyen, sabırlı bir mizacı vardır. Abisi Hz. Musa Allah’la konuşmak için Tur Dağı’na çıktığında İsrailoğullarıyla o ilgilenmiştir. Ağabeyi onların yanından ayrılınca israiloğullarından bazıları Samiri adında birinin yaptığı altından buzağıya tapınca onları uyarmış, “Sizin iman edeceğiniz tek varlık Allah’tır. Siz böyle yaparak apaçık bir fitneye düşüyorsunuz. Eski halinize geri dönün. Samiri’ye İnanmayın.” diyerek kavmini uyarmaya çalışmıştır. Ancak bunda başarılı olamayınca kabileler arasında düşmanlık yaratmamak için abisinin dönüşünü beklemiştir.
Hz. Harun, Tih Çölü’nde 123 yaşında, Hz. Musa’dan üç yıl önce ölmüştür. Kabri Mürran Dağı’nda bir mağaraya gömülmüştür. Hz. Harun’dan sonra gelen Hz. Yuşa, İsrailoğulları’nı çölden kurtarmıştır. Kenanilerin bulunduğu Kenan şehrini ve Şam’ı fethetmiştir.
Hz. Yuşa da 110 yaşında vefat etmiştir. Saltanatı yirmi sekiz yıl sürmüştür. Kendisinden sonra on altı hükümdar daha geldi ve beş yüz yıla yakın bir süre boyunca İsrailoğulları huzur içinde yaşamaya devam etti.  On altı hükümdar dönemine “Harimler Devri” denilmektedir. Bu devirden sonra Talut hükümdar olmuştur. Talut’tan sonra İsrailoğulları’nı yönetenlere melik, bu döneme de Melikler Dönemi denilmiştir.

Konuyla ilgili ayetler
Nisa 163
163. Biz Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da variyettik. Ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Ya'kub'a, torunlara, İsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Harun'a ve Süley­man'a variyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.




Enam 84
84. Biz ona İshak ve Ya'kub'u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyûb'u, Yûsuf’u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola iletmiştik. Biz, iyi davranan­ları böyle mükâfatlandırırız.



Araf 142
142- Musa ile otuz geceliğine sözleştik, buna on gece daha ekledik, böylece Rabbinin belirlediği buluşma süresi kırk geceye ulaştı. Musa kardeşi Harun'a dedi ki; "Soydaşlarım arasında benim yerimi tut, kötülükleri düzelt, bozguncuların yoluna girme. "
Yunus 75-89
75. Onların da ardından Mûsâ ve Harun'u açık kanıtlarımızla Fira­vun’a ve çevresindeki ileri gelenlere gönderdik. İman etmeyi kibirlerine yediremediler; onlar günaha gömülmüş kimselerdi.
76. Öyle ki, kendilerine nezdimizden hakikat geldiğinde "Bu düpedüz bir büyü!" dediler.
77. Mûsâ şöy­le dedi: "Size gerçek ulaştığında böyle mi söylersiniz? Sihirbazlar gerçek bir başarıya ulaşamazken bu hiç sihir olabilir mi?"
78. "Sen", dediler, "Bizi ata­larımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirtsin de bu yerde nüfuz ve egemen­lik ikinizin olsun diye mi aramıza geldin? Biz ikinize de inanacak değiliz!"
79. Firavun da "İşi bilen bütün sihirbazları huzuruma getirin" diye emretti.
80. Sihirbazlar gelince Mûsâ onlara "Haydi atabileceklerinizi atın" dedi.
81. On­lar hünerlerim ortaya koyunca Mûsâ şöyle dedi: "Asıl bu sizin ortaya koydu­ğunuz sihirdir. Allah onu mutlaka boşa çıkaracaktır. Kuşkusuz Allah boz­gunculuk edenlerin işini düzeltmez.
82. Ve Allah, günaha batmış olanlar hoşlanmasa da, sözleriyle gerçeği ortaya çıkarır."
83. Hâsılı, Firavun ve adamlarının kendilerine kötülük etmelerinden korktukları için, kavminden ancak az sayıda insan Musa'ya iman etti. Çün­kü Firavun o topraklarda gerçekten güç ve iktidar sahibiydi, üstelik ölçüsüz, sınır tanımaz biriydi.
84. Mûsâ "Ey Kavmim!" dedi, "Eğer Allah'a iman et­tiyseniz, gerçekten O'na teslim olduysanız, artık yalnız O'na güvenip daya­nın."
85. Onlar da şöyle karşılık verdiler: "Güvenimizi yalnız Allah'a bağla­dık. Rabbimiz! Bizi o zalimler için imtihan aracı kılına.
86. Merhametinle bi­zi o inkarcılar güruhundan kurtar."
87. Musa'ya ve kardeşine şöyle vahyet­tik: "Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın, evlerinizi kıbleye dönük yapın ve namazı kılın. (Ey Mûsâ!) İnananları müjdele."
88. Mûsâ, "Rabbimiz!" de­di, Sen Firavun'a ve adamlarına dünya hayatında ihtişam ve servet verdin; insanları senin yolundan saptırsınlar diye mi yâ rab! Ey Rabbimiz! Artık on­lunu servetlerini silip yok et, kalplerine sıkıntı ver; elem veren cezayı görme­dikçe iman etmesinler de görsünler!
89. Allah şöyle buyurdu: "İkinizin de du­ası kabul edildi; doğruluktan ayrılmayın ve sakın kendini bilmezlerin yoluna uymayın."



Meryem 53
53, Rahmetimizin bir sonucu olmak üzere karde­şi Harun'u da bir peygamber olarak onun yanına verdik



Taha 30, 42, 45-47, 70, 90, 92-94
30. Kardeşim Harun'u.
42. Sen ve kardeşin mucizelerimle gidin; beni anmakta gevşeklik göstermeyin
45. "Ey rabbimiz! dediler, "doğrusu onun bize karşı ileri gitmesinden veya daha da azmasından endişe ediyoruz."
46. Allah buyurdu: "Korkmayın, bilin ki ben sizinle beraberim; işitirim, görürüm.
47. Ona gidip deyin ki: Biz senin rabbinin elçileriyiz. Artık İsrâiloğulları'nı bizimle beraber yolla, onlara eziyet et­me. Sana rabbinden bir mucize getirdik. Esenlik doğru yolu izleyenlerin ola­caktır.
70. Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve "Biz Mûsâ ile Harun'un rabbine iman ettik" dediler.
90. Gerçek şu ki daha önce Hârûn onlara "Ey kavmim! Siz bununla sınanmaktasınız; kuşkusuz sizin rabbiniz o rahmandır. O halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.
92-93. (Mû­sâ dönünce) şöyle dedi: "Ey Hârûn! Onların saptıklarını gördüğünde beni iz­lemekten seni alıkoyan neydi? Yoksa benim emrime isyan mı ettin?"
94. O şöyle cevap verdi: "Ey anamın oğlu! Sakalımı saçımı çekme. Emin ol ki ben senin 'Sözüme riayet etmedin de İsrâiloğulları'nın arasına ayrılık soktun!' diyeceğinden endişelenmiştim."



Enbiya 48-49
48-49. Andolsun ki, Mûsâ ve Harun'a, günahtan sakınan, görmedikleri halde rablerinden korkan ve kıyametin kaygısını taşıyanlar için bir ayırma ölçütü, bir ışık, bir hatırlatıcı bilgi kaynağı verdik.



Müminun 45-48
45-46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Harun'u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun'a ve onun önde gelen adamlarına gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zaten onlar herkese tepeden bakan bir topluluktu.
47. Nitekim şöyle dediler: "Soydaştan bize kölelik ederlerken bizden farklı olmayan bu iki adama mı inanacağız?"
48. Böylece onları yalancılıkla itham ettiler, sonuçta helak edilenler arasına onlar da katıldı.



Furkan 35-36
35. Gerçek şu ki biz Musa'ya da kitap vermiş, kardeşi Harun'u onun yanında yardımcı yapmıştık.
36. Onlara, "Âyetlerimizi yalan sayan topluluğun yanına gidin" dedik. Ama sonunda o topluluğu yıkıp yok ettik.


Şuara 13, 48
13. Göğsüm daralıyor, dilim dolaşıyor; onun için bu elçilik görevini Harun'a yükle.
47-48. "Âlemlerin rabbine, Mûsâ ve Hârûn'un rabbine iman ettik" dediler.



Kassas 34
34. Kardeşim Hârûn benden daha açık ve düzgün konuşur. Onu da beni onaylayan bir yardımcı olarak yanımda gönder. Zira beni yalancılıkla itham etmelerinden endişe ediyorum."




Saffat 114-122
114. Mûsâ ve Harun'a da lütuflarda bulunmuştuk.
115. Onları ve kavimlerini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
116. Onlara yardım ettik ve bu sayede galip çıkanlar onlar oldu.
117. O ikisine açık seçik anlaşılabilen kitabı verdik.
118. Onları doğru yola ilettik.
119-120. Ve onların hakkında. "Mûsâ ve Harun'a selâm olsun!" ifadesini sonradan gelen kuşaklar arasında devam ettirdik.
121. İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz.

122. Çünkü ikisi de bizim mümin kullar muzdandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder