Kuran’da anlatılanlara göre Hz.
Harun, Hz. Musa’nın kardeşidir. Ona yardımcı olmak için Allah tarafından
atanmıştır. İsrailoğullarına peygamber olarak gönderilmiştir.
Hz. Harun, Hz. Musa’nın özbeöz
kardeşidir. Aynı zamanda onun yardımcısıdır. Herkesle sakin konuşan,
sinirlenmeyen, sabırlı bir mizacı vardır. Abisi Hz. Musa Allah’la konuşmak için
Tur Dağı’na çıktığında İsrailoğullarıyla o ilgilenmiştir. Ağabeyi onların yanından
ayrılınca israiloğullarından bazıları Samiri adında birinin yaptığı altından
buzağıya tapınca onları uyarmış, “Sizin iman edeceğiniz tek varlık Allah’tır.
Siz böyle yaparak apaçık bir fitneye düşüyorsunuz. Eski halinize geri dönün.
Samiri’ye İnanmayın.” diyerek kavmini uyarmaya çalışmıştır. Ancak bunda
başarılı olamayınca kabileler arasında düşmanlık yaratmamak için abisinin
dönüşünü beklemiştir.
Hz. Harun, Tih Çölü’nde 123
yaşında, Hz. Musa’dan üç yıl önce ölmüştür. Kabri Mürran Dağı’nda bir mağaraya
gömülmüştür. Hz. Harun’dan sonra gelen Hz. Yuşa, İsrailoğulları’nı çölden
kurtarmıştır. Kenanilerin bulunduğu Kenan şehrini ve Şam’ı fethetmiştir.
Hz. Yuşa da 110 yaşında vefat
etmiştir. Saltanatı yirmi sekiz yıl sürmüştür. Kendisinden sonra on altı hükümdar
daha geldi ve beş yüz yıla yakın bir süre boyunca İsrailoğulları huzur içinde
yaşamaya devam etti. On altı hükümdar dönemine “Harimler Devri”
denilmektedir. Bu devirden sonra Talut hükümdar olmuştur. Talut’tan sonra
İsrailoğulları’nı yönetenlere melik, bu döneme de Melikler Dönemi denilmiştir.
Konuyla ilgili ayetler
Nisa 163
163. Biz Nuh'a
ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da variyettik. Ve
İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Ya'kub'a, torunlara, İsâ'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a,
Harun'a ve Süleyman'a variyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
Enam 84
84. Biz ona İshak ve Ya'kub'u
da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nuh'u ve onun
soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyûb'u, Yûsuf’u, Musa'yı ve Harun'u doğru yola
iletmiştik. Biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Araf 142
142- Musa ile otuz geceliğine
sözleştik, buna on gece daha ekledik, böylece Rabbinin belirlediği buluşma
süresi kırk geceye ulaştı. Musa kardeşi Harun'a dedi ki; "Soydaşlarım
arasında benim yerimi tut, kötülükleri düzelt, bozguncuların yoluna girme.
"
Yunus 75-89
75. Onların da ardından Mûsâ ve Harun'u
açık kanıtlarımızla Firavun’a ve çevresindeki ileri gelenlere gönderdik. İman
etmeyi kibirlerine yediremediler; onlar günaha gömülmüş kimselerdi.
76. Öyle ki, kendilerine nezdimizden
hakikat geldiğinde "Bu düpedüz bir büyü!" dediler.
77. Mûsâ şöyle dedi: "Size gerçek
ulaştığında böyle mi söylersiniz? Sihirbazlar gerçek bir başarıya ulaşamazken
bu hiç sihir olabilir mi?"
78. "Sen", dediler, "Bizi
atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirtsin de bu yerde nüfuz ve egemenlik
ikinizin olsun diye mi aramıza geldin? Biz ikinize de inanacak değiliz!"
79. Firavun da "İşi bilen bütün
sihirbazları huzuruma getirin" diye emretti.
80. Sihirbazlar gelince Mûsâ onlara
"Haydi atabileceklerinizi atın" dedi.
81. Onlar hünerlerim ortaya koyunca
Mûsâ şöyle dedi: "Asıl bu sizin ortaya koyduğunuz sihirdir. Allah onu
mutlaka boşa çıkaracaktır. Kuşkusuz Allah bozgunculuk edenlerin işini
düzeltmez.
82. Ve Allah, günaha batmış olanlar
hoşlanmasa da, sözleriyle gerçeği ortaya çıkarır."
83. Hâsılı, Firavun ve adamlarının
kendilerine kötülük etmelerinden korktukları için, kavminden ancak az sayıda
insan Musa'ya iman etti. Çünkü Firavun o topraklarda gerçekten güç ve iktidar
sahibiydi, üstelik ölçüsüz, sınır tanımaz biriydi.
84. Mûsâ "Ey Kavmim!" dedi,
"Eğer Allah'a iman ettiyseniz, gerçekten O'na teslim olduysanız, artık
yalnız O'na güvenip dayanın."
85. Onlar da şöyle karşılık verdiler:
"Güvenimizi yalnız Allah'a bağladık. Rabbimiz! Bizi o zalimler için
imtihan aracı kılına.
86. Merhametinle bizi o inkarcılar
güruhundan kurtar."
87. Musa'ya ve kardeşine şöyle vahyettik:
"Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın, evlerinizi kıbleye dönük yapın
ve namazı kılın. (Ey Mûsâ!) İnananları müjdele."
88. Mûsâ, "Rabbimiz!" dedi,
Sen Firavun'a ve adamlarına dünya hayatında ihtişam ve servet verdin; insanları
senin yolundan saptırsınlar diye mi yâ rab! Ey Rabbimiz! Artık onlunu
servetlerini silip yok et, kalplerine sıkıntı ver; elem veren cezayı görmedikçe
iman etmesinler de görsünler!
89. Allah şöyle buyurdu: "İkinizin
de duası kabul edildi; doğruluktan ayrılmayın ve sakın kendini bilmezlerin
yoluna uymayın."
Meryem 53
53, Rahmetimizin bir sonucu olmak üzere kardeşi Harun'u da bir
peygamber olarak onun yanına verdik
Taha 30, 42, 45-47, 70,
90, 92-94
30.
Kardeşim Harun'u.
42. Sen ve kardeşin mucizelerimle gidin; beni
anmakta gevşeklik göstermeyin
45.
"Ey rabbimiz! dediler, "doğrusu
onun bize karşı ileri gitmesinden veya daha da azmasından endişe ediyoruz."
46. Allah buyurdu: "Korkmayın, bilin ki ben sizinle
beraberim; işitirim, görürüm.
47. Ona gidip deyin ki: Biz senin rabbinin elçileriyiz.
Artık İsrâiloğulları'nı bizimle beraber yolla, onlara eziyet etme. Sana
rabbinden bir mucize getirdik. Esenlik doğru yolu izleyenlerin olacaktır.
70.
Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve "Biz Mûsâ ile Harun'un rabbine iman ettik" dediler.
90. Gerçek şu ki daha
önce Hârûn onlara "Ey kavmim! Siz bununla sınanmaktasınız; kuşkusuz sizin rabbiniz o rahmandır. O halde bana uyun
ve emrime itaat edin" demişti.
92-93.
(Mûsâ dönünce) şöyle dedi:
"Ey Hârûn! Onların saptıklarını gördüğünde beni izlemekten seni alıkoyan
neydi? Yoksa benim emrime isyan mı ettin?"
94.
O şöyle cevap verdi: "Ey anamın oğlu! Sakalımı saçımı çekme. Emin ol ki
ben senin 'Sözüme riayet etmedin de İsrâiloğulları'nın arasına ayrılık soktun!'
diyeceğinden endişelenmiştim."
Enbiya 48-49
48-49. Andolsun ki, Mûsâ ve Harun'a, günahtan sakınan, görmedikleri halde rablerinden korkan ve
kıyametin kaygısını taşıyanlar için bir ayırma ölçütü, bir ışık, bir hatırlatıcı bilgi kaynağı
verdik.
Müminun 45-48
45-46. Sonra Mûsâ ve kardeşi
Harun'u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun'a ve onun önde gelen
adamlarına gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zaten onlar herkese
tepeden bakan bir topluluktu.
47. Nitekim şöyle dediler:
"Soydaştan bize kölelik ederlerken bizden farklı olmayan bu iki adama mı
inanacağız?"
48. Böylece onları
yalancılıkla itham ettiler, sonuçta helak edilenler arasına onlar da katıldı.
Furkan 35-36
35.
Gerçek şu ki biz Musa'ya da kitap vermiş, kardeşi Harun'u onun yanında yardımcı
yapmıştık.
36.
Onlara, "Âyetlerimizi yalan sayan topluluğun yanına gidin" dedik. Ama
sonunda o topluluğu yıkıp yok ettik.
Şuara 13, 48
13. Göğsüm daralıyor, dilim dolaşıyor;
onun için bu elçilik görevini Harun'a yükle.
47-48. "Âlemlerin rabbine, Mûsâ ve
Hârûn'un rabbine iman ettik" dediler.
Kassas 34
34. Kardeşim Hârûn benden
daha açık ve düzgün konuşur. Onu da beni onaylayan bir yardımcı olarak yanımda
gönder. Zira beni yalancılıkla itham etmelerinden endişe ediyorum."
Saffat 114-122
114.
Mûsâ ve
Harun'a da lütuflarda bulunmuştuk.
115.
Onları ve kavimlerini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
116.
Onlara yardım ettik ve bu sayede galip çıkanlar onlar oldu.
117.
O ikisine açık seçik anlaşılabilen kitabı verdik.
118.
Onları doğru yola ilettik.
119-120.
Ve onların hakkında. "Mûsâ ve Harun'a selâm olsun!" ifadesini
sonradan gelen kuşaklar arasında devam ettirdik.
121.
İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz.
122.
Çünkü ikisi de bizim mümin kullar muzdandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder